9 Aralık 2013 Pazartesi

Alevli Geceler – Pelin Özen




Merhaba güzel insanlar. 
Soğuyan bir aralık ayından bir kez daha sesleniyorum size. Bugün çok sohbet edecek bir havam yok açıkçası. Tek temennim, bu soğuk kış günlerinde kendinize dikkat etmeniz. 
Evet, müzik kutumuza bir Nikos Papazoglou atıp hızla kitabımıza geçebiliriz.
Başlıktan da gördüğümüz gibi bugünkü kitabımız Pelin Özen’e ait “Alevli Geceler” isimli kitap.
Erotizmle harmanlanmış ilginç bir kitap Alevli Geceler. Aslına bakarsanız böyle kitaplar bana çok sıkıcı gelse de “Oğlum Temur, repertuarını biraz genişletsen iyi olacak!” diye söylenip duran iç sesime kulak verip aldım bu kitabı.
Alevli Geceler, Pelin Özen’in ilk kitabı.
Peki, kimdir bu Pelin Özen. Şöyle kısaca kendisini tanıtalım. Pelin Özen, lisans eğitimini Marmara Üniversitesi Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde, yüksek lisans eğitimini M. Ü. Sosyal Bilimler Enstitüsü Eğitim Programları ve Öğretimi alanında yapmış bir yazar. Aynı zamanda www.yatanmilletbatarya.com adlı kendine ait olan internet sitesinden yazılarına ulaşmak mümkün.
Kitabımız Cinius Yayınlarından yayınlanmış.
Cinius Yayınları demişken, ondan da bir nebze olsun konuşalım. Cinius Yayınları, her çeşit yazara ve okuyucuya hitap eden bir yayınevi. Nasıl mı? Hazırlamış olduğunuz kitabı Cinius Yayınevi’ne götürüyorsunuz. Belirli bir ücret karşılığında Cinius Yayınevi, kitabınızı basıyor ve dağıtımını üstleniyor. Yayınevi editörlerinin nazlarından ya da güzel bir eser hazırlamış olduğu hâlde “Bu kitap güzel; ama iş yapmaz” diyerek geri çevrilen yazarlar için bir alternatif Cinius Yayınevi. 
Bildiğim kadarıyla “İkinci Adam” ve “Sokak Kitapları” da aynı sistemde çalışan yayınevlerinden.
Bununla da kalmıyorsunuz. Bu belirttiğim yayınevlerinin vermiş olduğu telif ücretleri diğer yayınevlerinden fazlaymış diye okudum. Yazara  verilen şifre sayesinde yazar, siteye girip kitabının ne kadar satıldığını görebiliyormuş. “-miş” li “-muş” lu konuşuyorum; açıkçası ben fazla araştıramadım. Ama ilerde kıyıya köşeye para atma gibi bi alışkanlık kazanırsam ben de bu şekilde çıkarırım büyük ihtimalle yazdığım ve yazıyor olduğum kitapları.
Diğer yayınevlerinin “Dosyanız elimize geçmedi –acaba nereye koyduk – “ , “Kitabınız gerçekten çok güzel; yaz (bazan kış) mevsimi koleksiyonumuzda yayınlamak istiyoruz. Yalnız, yayın ilkelerimizden dolayı, ilk kitabını çıkaracak olan bir yazarın kitabını yayınlayabilmemiz için kitabın masraflarını yazardan almak zorundayız.” gibi cümlelerden gına geldi. (Gerçi iki yayınevine gönderdim; ama öğrendiğim kadarıyla sistem böyle işliyor.) Kaldı ki hâlihazırda satış rakamı çok iyi olan bir kitabın da yazarıyım laf aramızda. Lâkin, o yayınevi yalnızca çocuk kitapları yayınladığından yetişkin kitapları için başka yayınevlerinden medet ummam gerekiyor. En azından Cinius ve benzeri yayınevlerinden kitabı çıkarmak zaman konusunda oldukça işime gelecek. Çünkü gördüğüm kadarıyla diğer yayınevlerinden oldukça uzun süreler sonucunda yanıt alabiliyorsunuz.
Pelin Özen acaba Cinius Yayınevinin verdiği hizmetten memnun mu bilmiyorum. Boş bir anımda sorup öğrenmem gerek. Yalnız adını şu an hatırlamadığım başka bir yazar “Sokak Kitapları Yayınevi”ni oldukça övmüştü. 
Herneyse, gene konuyu çok dağıttık, kusura bakmayın e mi?.
Cinius Yayınları’ndan çıkan kitabımız 174 sayfa.
Kapak tasarımını Cinius Yayınları’na pek yakıştıramadım. Kapak tasarımları dalında ödül almış bir yayınevinin bu kadar basit bir kapakla karşımıza çıkması hoş olmamış. Kapak, kitabın kimliği olmalı ve cezp etmeli karşıdaki kişiyi. Umarım, diğer kitaplarında böyle bir şeyle karşılaşmayız.
İçeriğe bakalım biraz da.. 
Yazarımızın dili, aldığı Edebiyat eğitiminden olsa gerek gayet yalın ve etkileyici. Kimi yazarların öyle cümleleri var ki kullandığı kelimeleri bir puzzle parçası gibi alıp bir takım yerlere koyup anlamı öyle yakalıyorsunuz. Çok şükür, Pelin Özen kelimelerini ve cümlelerini yerli yerinde kullanmayı başarmış iyi bir yazar. Yaptığı tasvirlerle sizi bulunduğu ortama “şıp” diye damlatıyor. Betimlemeler, benzetmeler gayet başarılı benim gibi bir okuyucu için.
Kitabımızın konusuna gelince..
Kitabımızın kahramanı Nezihe, bir bankada çalışan, sönük, kendi hâlinde bir kız. Tâ ki, mesai saati bitene kadar.
Genellikle Cumartesi akşamları ya da tatil dönemlerinde arkadaşımız Nezihe, Nezihe olmaktan çıkıp bambaşka bir kişiliğe dönüşüyor. Bu kişilik kim mi? İsmi Alev. Nezihe’nin tersine, atılgan, cesur, çılgın birisi Alev.
Günler öncesinden geçireceği geceyi tam anlamıyla koordine eden Alev, gittiği mekânda gözüne kestirdiği erkekleri baştan çıkarmayı başaran usta bir avcı.
Türk aile yapısına uymayan bir kadın Alev. Tamamıyla çizgi dışı bir karakter. Kitabı okurken onun hayatı kadar beyninin içindekilere, hislerine de ortak olacak, onu daha yakından tanıyacaksınız.
Ha, “Temur, anlaşılan o ki Alev senin de ilgini çekti di mi?” diye soracak olursanız. Açıkçası pek fazla çekmedi. Yalnızca Nezihe’yi ve Alev’i tanımış oldum. Bir insanın içinde yatan iki kişiyi kolay kolay her yerde tanıma şansına sahip değilsiniz kaldı ki. Cinsellik konusunda bir takım tabularım var. Sanırım almış olduğum kültürden kaynaklı. Cinselliğin bir ihtiyaç olarak görülmesi midemi bulandırıyor. Bunu bir büyü olarak görüyorum. Özel olmalı.
“Özel olmalı” demişken kitaptaki “Art Cengiz” gibi konuştum. Şeytan’ın art ayağı Cengiz de beraber olacağı kadın için “Özel olmalı” diyordu. Ailemde “Çekik gözlü Şeytan” diye tanımlandıktan sonra Şeytan’ın art ayağı Cengiz’i görünce: “Sanırım, bütün şeytanların çalışma sistemi birbirine benziyor!” diye geçirdim içimden.
Her bölümde bir başka macera yaşayan Alev’i okurken yazarın anlatımındaki zenginlik oldukça hoşuma gitti. Bu bakımdan roman, hikaye gibi edebiyatla ilgilenen arkadaşlara önerebileceğim bir kitap.
Kitabın sonunda gülümseme şansınız mevcut üstelik. Belki sizi şaşırtabilir.
(Bu arada küçük bi' itiraf; yer yer sıkıldığım anlar olmadı değil.)
Son olarak Alev’in hayatını tasvip etmemekle birlikte yargılayacak da değilim. Her yaşantı seçimlerden ibaret. Alev ya da Nezihe, böyle bir yaşantıyı seçmişse bu, onu ilgilendiriyor. Bu yüzden tutup burada ahlâk eleştirisi yapmak haddim değil.
Bu arada, yazıp yayınlaması gerçekten cesaret isteyen bir kitap. Yalnız şöyle bir hatamız var. “Kitabın kahramanı öyleyse, kesin yazar da öyledir!” diye düşünmek. Lütfen yazarla, kahramanı karıştırmayalım.
Evet efendim, kitap için söyleyebileceklerim bunlar.
Geriye ne kaldı? Altını çizdiğim cümleler elbette.


* (Yazarın, orgazmı anlattığı bir bölümdeki şu ifadelerini beğendim): Kulaklarının içinde çalan minik davullarla zillerin senfonik orkestrası büyülü ritmiyle beynini ele geçirirken birbiri ardına patlayıp dağılan rengârenk yaldızlı ışık toplarını gözlerini kapayarak yakalamaya çalışmak… (Buraya kadar yazsam yeterli sanırım)
* Eğitimin iyi, işin düzgün, kazancın yerindeyse; aşk yarası, ölüm acısı ya da büyük hayal kırıklıklarının sancısı ile sarsılmamışsan henüz, kendinden söz etmek zevklidir.
* Seks oyuncakları ya da fetiş nesnelerini ancak oyunun eğlenceli parçaları olarak kabul edebilirdi, oyunun kendisi olarak değil.
* - Sen kimsin Alev, lütfen bana söyler misin?
(…)
- Yaşamayı seven ve daha keyifli yaşamak için gereken çabadan kaçınmayan genç bir kadınım.
* Bedenini düşler ülkesinde yer çekimsiz bir yolculuğa çıkaran bu mükemmel âşığa aynı şekilde karşılık vermek istiyordu yalnızca.
* Av zamanlarının, yani birlikte olacağı erkeği seçmek üzere yola çıktığı özel zamanların dışında seksi görünmesi gereksizdi çünkü sürekli birilerinin dikkatini çekmek demek seçilmek demekti, seçme özgürlüğünü kaybetmek demekti.
* (…) baharın sepetinden ruhunu tazeleyecek ne varsa aşırıp bezemeliydi kendini insan, küçücük varlığını devleştiren aklıyla bulmalıydı mutluluğun yolunu. 


1 yorum:

  1. Merhaba Temur Sükut. Ben Pelin Özen, Alevli Geceler'in yazarı. Romanım hakkındaki yorumlarınız çok hoş, ayrıca "kitabın kahramanı nasılsa yazarı da öyle" değildir gerçekten, ben Alev değilim yani, birilerinin bunun bilincinde olması ayrı bir mutluluk. Tabularınız olduğunu ve bu yüzden de Alev'in hayatını onaylamadığınızı açık yüreklilikle belirtmişsiniz. Romanı yazma nedenim tam da bu işte: Türk toplumunun tabularını tartışmaya açabilmek, elimden geldiğince. Bu arada ikinci romanım bugün çıktı, adı SUSKUN RUHLAR ÜLKESİ. Alevli geceler'den oldukça farklı, çok daha gerçekçi. Doğrusu onu da okumanızı ve eleştirmenizi çok isterim. Bana ulaşmak isterseniz posta adresim pelinzen@gmail.com. Keyifli okumalarla dolu günler dilerim.

    YanıtlaSil