19 Temmuz 2013 Cuma

Cürüm Ayetleri - Erdinç Yapan


Selam, selam, selam sevgili dostlar..
Bu mevsimde ne kadar da güzel görünüyorsunuz! Yoksa burdan bakınca bana mı öyle görünüyor?
"Hayırdır Temur, bu ne coşku; bu ne pozitif elektrik?" demeyeceksiniz her zaman olduğu gibi. O nedenle cevap vermeme hakkımı kullanıyorum.

Eveeeet, fazla konuşmasam iyi olacak değil mi?
Tamam, tamam.. Hadi kitabımıza gidelim..

Kitabımızı Erdinç Yapan kaleme almış. Cürüm Ayetleri adını verdiği kitap Astrea Kitap'tan çıkmış. 192 sayfa.
İsmi, kapağı ve arka kapağındaki "Bu romanı yalnız okumayın!" uyarısı oldukça ilgimi çekti ve almış bulundum. Daha önce söylemiş olduğum gibi bir kitabın satışında en büyük etken bence kapaktır ve Astrea Kitap bu konuda ilgimi çekmeyi başardı. Korku ve gerilim romanlarını seven biriyim. Hele hele bu tür kitaplarda bir Türk imzası gördüğümde ilgimi çekme oranı daha da yükseliyor.
Nedeni basit. İçinde bulunduğumuz, büyütüldüğümüz gelenekler bir şekilde kitaba yansıyor ve bu yansıma benim oldukça hoşuma gidiyor. Üstelik korku temalarımız öylesine geniş ki ister istemez merakımı celbediyor.

Kitabımızın konusu bazı özel kişiler ya da bir başka bakış açısından bakarsak kurbanlar. Neden mi? Çünkü kurbanlar, duyu organları yoluyla karşısındaki kişilerin işledikleri cürümleri net bir şekilde görüp hissediyor ve bu his onlarda derin yaralar açıyor. Yaralar kurbanın dayanamayacağı noktaya geldiği zaman ise Malik isimli görevli, kurbana verilen görevi sona erdirip ızdırabını dindiriyor.

Kitabı okurken bu özelliklerin sadece engelli kişilere verildiğini düşünmüştüm; fakat ilerleyen sayfalarda bunun böyle olmadığını gördüm.

Başlangıçta kurbanlar arasında bir bağlantı kurulmaya çalışılmış; ama daha sonraki bölümlerde bundan vazgeçilmiş. Bu benim için büyük bir eksiklik. Çünkü bu vazgeçiş kitabı roman sürükleyiciliğinden çıkarmış. Yani anlayacağınız öyküleşmiş bir roman meydana gelmiş.
Yazarın kurduğu cümleler evet düzgün, sade; ama bir korku romanında ben dilin zenginliğine bakarım. Bir kitabı heyecanlı kılan hikayesi olduğu kadar dilidir. Yazarımızda maalesef bunu göremedim. Umarım diğer kitaplarında anlatımını genişleterek karşımıza çıkar.

Kitapta şöyle bir hatayla karşılaştım. Diğer okuyucular da bunun farkına varmıştır. Kitabın bir bölümünde kurşun döken bir nine bu hünerini torunuyla paylaşıyor. Ninemiz torununa kitabın 111. sayfasında kurşun dökme hünerini ninesinden devraldığını söylüyor. Fazla değil 119. sayfaya geldiğindeyse kurşun dökme hünerini bu defa annesinden öğrendiğini söylüyor. Anlayacağınız ya küçük (!) bir dikkatsizlik söz konusu ya da ninemiz yaşlı olduğundan bazı şeyleri karıştırıyor. Bir kitaptan yazar kadar editörler de sorumludur. Eğer bu dikkatsizlik yazarın gözünden kaçtıysa editörün nasıl gözünden kaçmış anlamadım. Bunun yanında basit dizgi hataları da gözüme çok takıldı. Astrea Kitap'ın bu gibi şeylere dikkat etmesi gerekir.

Kitapta yalnızken okumamam gereken bölümleri bir hâyli aradım; ama maalesef bulamadım. Korku, gerilim ögeleri yeterli değildi. Görmek ve anlatmak tamamıyla farklı şeylerdir. Yazar imgeleri gördüğünde ürperir ama okuyucuyu gördükleriyle değil anlatımıyla ürpertmelidir.

Evet özetleyecek olursam Cürüm Ayetleri aradığım tadı bana veremedi maalesef. Yine de bu benim kişisel düşüncem. Belki siz beğenirsiniz..

Herneyse efendim..
Söyleyeceklerim bu kadar..
Perdeyi kapatma zamanı geldi de geçiyor bile..

Hadi bakalım;
Temur gider,
Perde iner...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder